
Datça’daki Tarih: Knidos Antik Kenti
Knidos Antik Kenti, konumu itibariyle harika bir deniz ve gün batımı manzarasına sahip, en güzel antik kentlerden biri. Harika denizlerin yer aldığı Datça’da Reşadiye Yarımadası’nın en uç noktasında Tekir Burnu‘nda yer alıyor. Knidos Antik Kenti Ege ve Akdeniz’in ayrıldığı nokta olarak kabul ediliyor. Karya bölgesine ait Knidos’ta Roma ve Helen yapılarının izlerini görmek mümkün.
İPUCU: Knidos Antik Kenti’ni gezerken günün geç saatlerini tercih etmenizi tavsiye ederiz. Hem günün sıcağını geçirmiş olursunuz hem de gün batımını burada izleme şansı yakalayabilirsiniz. Ancak Datça’nın Knidos’a uzanan yollarının virajlı olduğunu ve eğer kendi arabanızla dönecekseniz gün batımından sonra araba kullanmanın biraz zor olduğunu da hesaba katmanızda fayda var.

Datça’daki diğer görülecek noktalar için Datça Gezi Rehberi yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Tarihte Knidos Kenti
Knidos Kenti’nin iki limanından biri ticaret limanıymış ve şaraplarıyla ünlü olmasından dolayı şarap ticareti yapılırmış. MÖ 6. yüzyıldan sonra Helen dünyasının önemli bir kenti olmuş. Ayrıca ticaretin yanı sıra bilim, mimarlık ve sanatta da önemli bir yere sahipmiş. Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olan İskenderiye Feneri’ni inşa eden Sostratos‘un da Knidos’ta yaşadığı söyleniyor. Ayrıca Knidos Antik Kenti Halikarnassos’tan sonra bilinen ikinci Dor Kenti olma özelliğine de sahip.
Antik dönemde şehre ününü kazandıranlardan biri de Afrodit Heykeli olmuş. Çok sayıda ziyaretçi bu heykeli görmeye geliyormuş ama Bizans’la beraber bu heykel kaybolmuş. Sonraları bu heykelin bulunması için araştırmalar yürütülmüş fakat bir türlü ortaya çıkmayan heykelin Bizanslılar tarafından yok edildiği düşünülüyor.
Knidos Antik Kenti 18. yüzyıldan itibaren çok sayıda ziyaret almış. Yabancı arkeologlar tarafından çokça kazılmış ve tarihi eserler aranırken dinamit kullanılması sebebiyle çok zarar görmüş. Yapılan çalışmalarda bulunan dev aslan heykeli de bugün British Museum‘un girişinde sergileniyor.

Knidos Antik Kenti’nin Mimarisi
Eski Knidos şehri anakara ve “Kap Krio” diğer adıyla “Deve Boynu” denen ada bölümü olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Belirtildiği üzere ada ve anakara arası sonradan doldurularak iki liman elde edilmiş Bu iki limandan bir tanesi ticaret için bir tanesi de askeri amaçla kullanılmış.
Knidos Antik Kenti Hippodamos ızgara planına göre inşa edilmiş. Bu yapıya göre şehir birbirine paralel caddeler ve onların hepsiyle kesişen bir ana caddeden oluşuyor. Kentin yamaçta olmasından dolayı kimi zaman bu caddelerde merdiven yapısı görülüyor. Ayrıca yine yamaç yapısından dolayı teraslar yapılmış ve şehir bu teraslar üzerinde inşa edilmiş.
Knidos Antik Kenti’nin manzarası ve konumu için harika yorumlar yapsak da içindeki yapılar için aynısını söylemek mümkün değil. Maalesef çalışmaların devam ettiği, her tarafta büyük ve dağınık taş parçalarının istiflendiği bir görüntü mevcut kentte. Antik kentteki kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Knidos Antik Kenti, farklı uygarlıklar tarafından keşfedildiği ve araştırıldığı zamanlarda çok zarar görmüş. Bu zararların etkisi günümüzde de görünüyor maalesef.

Knidos Antik Kenti’nde Görülecek Yerler
Knidos Antik Kenti’nin anakara bölümünde akropol ve sur duvarları, Demeter Kutsal Alanı, biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki tiyatro, yedi tane kilise, Odeion, kuzey ve güney limanları bulunuyor. Günümüzde şehrin ayakta kalan pek bir yapısı bulunmasa da şehir planı net bir şekilde biliniyor ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Tiyatro
Antik kente girdiğinizde karşınıza ilk olarak tiyatro çıkıyor. Diğer antik kentlerde yukarılarda görmeye alışık olduğumuz tiyatro Knidos’un sahilde olmasından dolayı hemen denizin yakınında inşa edilmiş. Bu tiyatro Knidos’un iki tiyatrosundan küçük olanı, kapasitesi 5.000 kişi. Yamacın hemen güneyinde ve ticari limana yakın bir noktada yer alıyor.
20.000 kişi kapasiteli büyük tiyatrodan ise maalesef pek bir şey kalmamış. Büyük tiyatronun taşlarının sökülerek Dolmabahçe Sarayı’nın ve Kahire’deki Mehmet Ali Paşa Sarayı’nın yapımında kullanıldığı belirtiliyor.

Stoa
Küçük Tiyatro’dan yukarı doğru çıkarken kaşımıza çıkan bölüm Stoa ve Dionysos Tapınağı’nın olduğu alan.
Knidos Antik Kenti’nde çalışmalar sonunda açığa çıkarılan ve bugün de görülen yapılardan biri Stoa. Stoa yapısının ön bölümlerinde yer alan sütunlarının birkaç tanesi günümüzde ayağa kaldırılmış. Kentte yaşanılan zamanlarda bu bölümde dükkanlar bulunuyormuş ve kent sakinleri buradan alışverişlerini yapıyormuş.

Dionysos Tapınağı
Stoa’nın bir ucu da Dionysos Tapınağı’nın yer aldığı düşünülen Dionysos Terası’na uzanıyor. Dionysos Terası Büyük Liman’ın kuzeyinde, küçük tiyatronun da batısında yer alıyor.

Liman Caddesi
Knidos Antik Kenti, kuzey – güney caddelerinden ve onları kesen bir doğu – batı caddesinden oluşan yapıya sahipmiş. Liman Caddesi ise kuzey – güney yönündeki caddelerin ilki, limandan başlayarak Propylon’a kadar uzanıyor. Yaklaşık 5 m. genişliğindeki bu cadde yamaçlardan dolayı bazı noktalarda basamaklanıyor. Dionysos Terası’ndan başlayarak kutsal alanlara uzanıyor.

Kiliseler
Antik kentte 7 tane kilise bulunuyormuş ve bu kiliselerin bazıları daha önceki tapınak alanlarına inşa edilmiş. Bu yapılar günümüzde ayakta değil ama yerleri belli ve bazıları görülebiliyor, D Kilisesi de bunlardan biri. Ayrıca, günümüzde C Kilisesi olarak adlandırılan kilise daha önce Dionysos Tapınağı’ymış ve Bizans döneminde kiliseye çevrilmiş.

Propylon
Batı Caddesi ile Liman Caddesi’nin kesişim noktasında, Apollon Tapınağı ve altarının bulunduğu alana bağlantıyı sağlayan yapı olarak Propylon bulunuyor. Erken Helenistik döneme ait olduğu düşünülen yapıdan geriye sadece devrik birkaç sütun parçası ve temel yapısı kalmış.
Yuvarlak Tapınak Terası
Bugünkü kalıntıları MÖ. 2. yüzyıldan kalma olup şehrin en yukarıdaki teraslarından biridir. İsmini ise yuvarlak biçimindeki temel yapısından alıyor. Bugün sadece temelleri görünen yapıların da hazine daireleri olduğu düşünülüyor. Bu bölüm terasların en yukarıda olanı olmasından dolayı her yerden görünen ve her yeri gören bir nokta. Gün batımında burasının manzarası de oldukça hoş.

Apollon Kutsal Alanı
Yuvarlak Tapınak Terası’nın altında ise Apollon Terası yer alıyor. Burada büyük bir Apollon Tapınağı olduğu ve onun adına şenlikler düzenlendiği düşünülüyor.

Knidos Antik Kenti’ne gün batımında veda ediyoruz ama ertesi gün bu defa da tekne turumuz sırasında hemen önündeki limandan selamlıyoruz. Burada tarihi mirasa doğru yüzerken böyle bir yere sahip olmaktan dolayı gurur duymanın yanı sıra, geçmiş yüzyıllarda yaşadığı tahribattan dolayı da içimiz buruk olarak bu güzel kentten ayrılıyoruz.