Eğirdir Gezi ve Kamp Rehberi

Bi’ Gün Yine Yoldayız ekibi olarak koronavirüs döneminde daha çok kamp alternatiflerine yöneldik ve soluğu Eğirdir’de aldık. Eğirdir’de kamp yapmak oldukça keyifliydi. “Türkiye’nin Uyuyan Güzeli” lakaplı Eğirdir gerçekten de hem gölüyle hem sakin yaşamıyla uyuyan bir güzel. Aynı zamanda “Cittaslow” yani sakin şehir ünvanlı Eğirdir’i biraz daha yakından tanıyalım.

Eğirdir Nerede?

Isparta’nın bir ilçesi olan Eğirdir, Isparta merkeze 34 km uzaklıkta, Eğirdir Gölü’nin güney ucunda bulunuyor.

Tarihi kalesinin olduğu şehir merkezi, Eğirdir Gölü’ndeki Can Ada ve Yeşil Ada’ya yol ile bağlanmış ve eşsiz bir şekilde boynunu göle doğru uzatan bir kuğuya benzemiş. Eğirdir’in en ilgi çekici kısmı da bu 2 kilometrelik yarımada.

Eğirdir’in Tarihi

Bugünkü Eğirdir’i de içine alan bölge MÖ 2000-1200 yılları arasında Arzava Krallığı’na bağlıymış. Bölge daha sonra da Frigler, Lidyalılar ve Perslerin egemenliğine girmiş. Eğirdir’in Lidya’nın son kralı Kroisos döneminde kurulduğu ve adının Krozos olduğu düşünülüyor. Eğirdir’deki kale de bu dönemde yapılmaya başlanmış.

Büyük İskender ve sonrasında Seleukoslar, Bergamalılar, Romalılar ve Bizanslıların hakimiyetine giren Eğirdir’in, Bizans dönemindeki eski adı ise “Akrotiri” olarak geçiyor.

Selçuklu sultanlarının yazlık mekanı olan Eğirdir, bu dönemde aynı zamanda bir ticaret merkezi olmuş ve gitgide büyüyerek gelişmiş. Osmanlı dönemindeyse önemi azalmış ve gelişen Isparta şehrinin gölgesinde kalarak ihtişamını kaybetmiş. Ancak Anadolu’nun ilk demir yolu hattı olan İzmir-Aydın demir yolu, 1912’de Eğirdir’e kadar uzatılınca özellikle halı sanayii ile tekrar gelişmeye başlamış.

Eğirdir, Atatürk’ün de 1930 senesinde yurt gezileri sırasında ziyaret ettiği noktalar arasında yer almış. Hatta Eğirdir merkezi ile Yeşil Ada arasında bulunan Can Ada, Eğirdir Halkı tarafından Atatürk’e hediye edilmiş.

Eğirdir Gölü

Tamamı Isparta sınırlarında bulunan Eğirdir Gölü, Türkiye’nin 4. büyük gölü. (İlk 3 göl, sırasıyla, Van, Tuz ve Beyşehir gölleri)

Göller yöresinde yer alan Eğirdir Gölü, tektonik ve karstik bir göl. Bir tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’nün sularından bu sebeple içme ve sulama suyu olarak da faydalanılıyor. Kapalı bir havza olan Eğirdir Gölü zengin yeraltı suları ile de besleniyor ve temiz kalıyor.

Eğirdir Gölü’nde Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve Gümüş balıkları bulunuyor. Kerevit, Yengeç, Su yılanı ve Kurbağa da gölde bulunan diğer canlılar arasında. Birçok su kuşu için de yuva ve konaklama alanı işlevleri gören gölde Tepeli Dalgıç, Karabatak, Balıkçıl, Benekli Su Tavuğu, Flamingo, Kuğu, Boz Kaz, Yeşilbaş, Kız Kuşu, Su Çulluğu ve Tepeli Pakta gibi birçok kuş türüne rastlanabiliyor.

Etrafında birçok plaj olan Eğirdir’de yüzmek ve kıyısında kamp yapmak da mümkün ve oldukça da keyifli.

Eğirdir’de Kamp Yapmak

Eğirdir’de kamp yapmak oldukça kolay ve keyifli çünkü göl kenarında organize bir kamp alanı mevcut. Eğirdir’in hemen içindeki Altınkum Plajı’nda bulunan bu kamp alanında otopark, duş, tuvalet, kabin gibi imkanları var. Kamp alanı oldukça uzun bir sahile yayılmış durumda ve ister diğer kampçılarla bir arada kamp yapabilir ister daha uzaktaki sakin kısımlara doğru gidebilirsiniz.

Bungalovları da olan mekana kendi çadırınızla gelmeniz gerekiyor. 2020 fiyatlarıyla, küçük çadır için 30 TL, büyük çadır için 40 TL ücret alınıyor. Kendi içinde duşu ve tuvaleti olan bungalovlar 85 TL, ortak duş ve tuvaleti kullanan bungalovlar da 60 TL ücretli.

Kamp alanı geniş bir kumsala yayılmış durumda. Eğirdir Gölü de temiz ve yüzülebilir durumda. Sabah güzel bir gün doğumu manzarası izlemek için uyanıp hemen yanı başınızdaki gölde ayılmak oldukça keyifli bir deneyim.

Ayrıca kamp alanında yeme, içme ya da plaj malzemesi gibi ihtiyaçları karşılayacak büfeler de mevcut.

Tek dert etmeniz gereken konu sinekler olacaktır. Onlar da eğer şanslıysanız biraz esintiyle birlikte ortadan kaybolur ve keyifli bir akşamda yıldızlı geceyle sizi baş başa bırakırlar.

Eğirdir’de Gezmek

Eğirdir’de kamp yapmak kadar küçük sakin şehri gezmek de bir o kadar keyifli.

Eğirdir’de sadece birkaç saat harcayarak küçük adalarını keşfedebilir, gölde gezintiye çıkabilir, kalesini ve tarihi tren garını görebilir, ya da plajda güneşlenip gölde yüzebilirsiniz.

Can Ada ve Yeşil Ada

Eğirdir’e eşsiz görüntüsünü veren bu iki ada, 1970’lerde anakaraya bir yol ile bağlanmış durumda. Gölün içine doğru uzayan bu 2 kilometrelik yol boyunca güzel manzaranın tadını çıkarmak mümkün.

Can Ada, oldukça küçük ve üzerinde yapılaşma yok, sadece mesire alanı mevcut. Eğirdir halkı, Can Ada’yı 1930 senesinde Eğirdir’e gelen Mustafa Kemal Atatürk’e hediye etmiş.

Yeşil Ada, Can Ada’dan sonra geliyor ve daha büyük. Üzerinde yapılaşma olan adayı tek yön bir yol çevreliyor. Eski adı Nis olan Yeşil Ada üzerinde sevimli ahşap ve taş evler mevcut. Ada üzerindeki en önemli yapı ise Ayastefanos Kilisesi.

Ayastefanos Kilisesi

Yeşil Ada üzerindeki bu küçük kilise 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış. Eskiden Kudüs’e giden Rum hacılar bu kiliseye de uğrarlar ve ayinler düzenlerlermiş.

Eğirdir Kalesi

Oldukça eski bir kale olan Eğirdir Kalesi’nin ilk yapım tarihi bilinmemekle birlikte, bugün görülen kalıntılar Bizans döneminden kalma. Daha sonra Hamidoğulları Beyliği ve Osmanlı Devleti tarafından yenilenmiş. Eğirdir’in denize doğru uzanan kısmında korunaklı bir şekilde inşa edilen iç kale ve daha geniş bir alana yayılan dış kale olarak iki kısımdan oluşuyor.

Hızır Bey Camii

Eğirdir’in merkezinde, kalenin arka tarafında bulunan bu cami, ilk kez 1328 yılında Hızır Bey tarafından yaptırılmış. 1814’te çıkan bir yangında yıkıldıktan sonra tekrar yapılmış. Caminin en ilginç yönlerinden biri de kemeri üzerinde inşa edilmiş minaresi.

Dündar Bey Medresesi

Hızır Bey Camii’nin yanında bulunan Dündar Bey Medresesi 1237 yılında, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında han olarak yapılmış ve sonradan 1301 yılında Hamidoğlu Dündar Bey tarafından medreseye çevrilmiş. İki katlı, avlulu yapının taş kapısında geometrik desenli Selçuklu karakterleri bulunuyor.

Tarihi Eğirdir Tren Garı

Türkiye’nin ilk demir yolu olan İzmir – Aydın demir yolunun sonradan Eğirdir’e kadar uzatılmasıyla inşa edilen bu gar, Kurtuluş Savaşı sırasında da önemli bir lojistik merkezi olarak işlev görmüş. 2001 yılında yük ve yolcu taşımacılığı, 2008 yılında da askeri amaçlı kullanımı sona eren gar daha sonra ise atıl bir şekilde çürümeye terk edilmiş.

Burdur – Isparta gezimiz sırasında uğradığımız ve gecelediğimiz Eğirdir’i biz çok sevdik ve yine gelmek üzere yeni yerler keşfetmek için ayrıldık. Bi’ gün yine yollarda görüşmek üzere…