BALKAN TURUMUZUN 3. DURAĞI: MANASTIR

Selanik‘ten sabah erken yola çıkıp, Yunanistan – Makedonya sınırını sorunsuz geçtikten yaklaşık 20 dakika sonra yerel dildeki adı Bitola olan Manastır şehrindesiniz.

İPUCU: “Makedonya vize istiyor mu?” diye soranlar olabilir. Biz arabayla gittiğimiz ve Schengen bölgesinden geçmek zorunda olduğumuz için vizemiz vardı ama örneğin uçakla gitmek isteyenler için Makedonya vize istemiyor!

Makedonya’nın ikinci en büyük şehri olan Manastır, görünüm olarak Makedonya’nın en Avrupai şehri olmakla birlikte aynı zamanda ekonomi, endüstri ve diplomasi merkezi. Şehrin nüfusuysa Hıristiyan ağırlıklı. Atatürk’ün sevdiği söylenen Manastır türküsü de bu şehirden geliyor.

Manastır’da Gezilecek Yerler

Peki Manastır gezisi için nereleri görmek lazım? Öncelikle şehre gelmeden hemen önce Heraclea Lyncestis Antik Kentini ziyaret edebilirsiniz. MÖ 4. yüzyılda Makedon kralı II. Philip tarafından kurulmuş şehir, Helenistik dönemde ve Roma döneminde yaşamış, erken Bizans dönemindeki Slav istilaları ile MS 6. yüzyılda terkedilmiş.

Antik kentin en ilgi çekici yanı büyük bazilikasının tabanına işlenmiş mozaikler. Kimi mozaiklerde geometrik desenlere, kimi mozaiklerde de hayvan ve bitki tasvirlerine yer verilmiş. Antik kentin gezilebilir alanı çok geniş değil, yarım saatte gezilebilir. İnternette araştırdığımızda girişin ücretli olduğunu okumuştuk ama kimse bizden ücret talep etmedi. Zaten antik kentin genel olarak çok eksiği var. Bilgilendirme panoları yetersiz, sağda solda gecekondu tarzı binalar eklenmiş, orta yerde ne olduğu belirsiz heykeller duruyor. Makedonya’nın, ilk izlenim olarak, müzecilik açısından kat etmesi gereken çok yol var gibi görünüyor.

Manastır şehrine girdikten sonra ise ilk durağımız Mustafa Kemal Atatürk’ün de gittiği Manastır Askeri İdadisi. Bugün müze olarak kullanılan binanın bir tarafını Atatürk’e ayırmışlar. Atatürk’ün bilindik fotoğrafları ve bir takım eşyalar sergileniyor, yeni veya değişik bir şeye rastlayamadık. Serginin en ilginç yönü, Manastırlı bir kadın tarafından Atatürk’e yazılmış aşk mektubunun etkileyici diliydi. Müzenin diğer tarafıysa Makedon tarihine yönelik bilgiler ve bir takım eşyalara ayrılmış. Osmanlı dönemiyse tamamen yok sayılmış.

Manastır, canlı ve sevimli sokakları olan, geçerken uğranıp yarım günde gezilebilecek bir şehir. Tabii ki Osmanlı etkisi hala var, Yeni Cami gibi birçok cami mevcut.

Şehirde yapılacak en güzel şey Shirok Sokak boyunca yürüyüp şehrin dokusunu hissetmek ve sokağın sonundaki Magnolia Meydanı’ndaki ünlü saat kulesini görmek. Bu saat kulesinde her altı saatte bir çeşitli müzik eserleri çalıyormuş ama malesef biz denk gelemedik.

İPUCU: Saat kulesinden çalınan müziklere denk gelebilmek için ziyaretinizi 00:00 – 06:00 – 12:00 – 18:00 saatlerine denk getirmeye çalışabilirsiniz.

Magnolia Meydanı yeşillikler içinde, çok sevimli bir meydan. Bitola’nın yeniden doğuşunu sembolize eden ve savaşta ölen askerler adına yapılan melek kanatlı bir erkek heykeli de bu meydanda duruyor.

Sıradaki durağımız için tıklayabilirsiniz: Ohrid Gezi Rehberi