Denizli,  TÜRKİYE

Denizli Gezi Rehberi

Yine yollara düştük ve bir haftasonu kaçamağı için Denizli’ye gittik. Denizli’de gezilecek yerler arasında antik kentler, mağaralar, şelaleler gibi hem doğal hem de tarihi güzellikler var. Tabii ki UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Pamukkale ve Hierapolis’i de unutmamak gerekiyor.

Denizli gezisini iki güne sığdırmak kolay olmasa da sabah erkenden yola koyulduk ve dolu dolu bir hafta sonu geçirdik.

DENİZLİ TURU ÖNERİSİ

Denizli’de bir haftasonu geçirmek için şöyle bir program yapabilirsiniz:

1. Gün: Laodikeia Antik Kenti, Pamukkale, Hierapolis Antik Kenti, Ağlayan Kaya Şelalesi, Kaklık Mağarası, Keloğlan Mağarası
2. Gün: Tripolis Antik Kenti, Güney Şelalesi, Buldan, Denizli Merkez

İlave bir gününüz varsa programa şu noktaları da dahil edebilirsiniz: Çardak Han, Işıklı Gölü, Yazır Hacı Ömer Ağa Camii, Babadağ Köyü, Apollon Lairbenos (Apollon Lermenos) Tapınağı

Tur önerimizin ardından Denizli gezi noktalarına biraz daha yakından göz atalım:

Laodikeia Antik Kenti

Denizli merkezine sadece 6 kilometre uzaklıktaki bu antik kent hem büyüklüğüyle hem de ortaya çıkarılan kalıntılarla bizi çok şaşırttı. Denizli’de gezilecek yerler arasına mutlaka eklemenizi tavsiye ederiz. Laodikeia Antik Kenti oldukça geniş bir alana yayılıyor. Büyük bir stadyum, 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 anıt çeşme (nymphaeum) barındırdığını söylememiz büyüklüğü hakkında bir fikir verecektir. Bugün bunların bir kısmı kazı aşamasında olsa da ortaya çıkacak eserlerin zenginliği tartışılmaz.

Laodikeia’yı keşfetmek için Laodikeia Antik Kenti yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

Laodikeia Antik Kenti – Denizli

Pamukkale

Denizli’de gezilecek yerlerin olmazsa olmazı herhalde Pamukkale travertenleridir. Biz de Denizli’ye gitmişken Pamukkale’ye gitmeden ve travertenleri görmeden yapamadık.

Pamukkale bölgesindeki doğal su kaynakları ve kaplıcalar antik çağlardan beri özellikle sağlık turizmi için insanları kendine çekiyor. Hatta travertenlerin tepesine kurulan antik şehir Hierapolis’in de ilk olarak bir termal sağlık merkezi olarak kurulduğu düşünülüyor. O dönemden beri aralıksız olarak insanlar şifa bulmak ve alternatif tıp amacıyla bölgeyi ziyaret ediyor.

“Travertenler nasıl oluşur?”, “Pamukkale nasıl gezilir?”, “Pamukkale’yi gezerken nelere dikkat etmem gerekir?” gibi soruların cevapları için Pamukkale yazımızı inceleyebilirsiniz.

Pamukkale – Denizli

Hierapolis Antik Kenti

Pamukkale ile birlikte Türkiye’nin en çok turist çeken noktalarından biri olan Hierapolis Antik Kenti, heybetli tiyatro binası ile bizi de oldukça büyüledi. Pamukkale ve Hierapolis Antik Kenti, 1988 senesinden beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.

İlk olarak bir termal sağlık merkezi olarak kurulduğu düşünülen antik kentte tiyatro dışında Antik Havuz, Hamam, Apollon Kutsal Alanı, Aziz Philippus Mezar ve Kilisesi, Frontinus Caddesi, Nekropol alanı gibi ilgi çekici noktalar bulunuyor.

Hierapolis’in tarihi ve Hierapolis’i gezmek hakkında daha çok bilgi alabileceğiniz Hierapolis Antik Kenti yazımız sizi bekliyor.

Hierapolis Antik Kenti – Denizli

Ağlayan Kaya Şelalesi

Pamukkale’den çıkıp 30 kilometre yol alıp Denizli’nin Çal ilçesinde, Sakızcılar Köyü’ne bağlı Ağlayan Kaya Şelalesi’ne varıyoruz. Yeşildere Şelalesi ya da Asmaaltı Şelalesi de denen Ağlayan Kaya Şelalesi’nin olduğu yere girmek için herhangi bir ücret ödenmiyor. İsteyen şelaleyi görebilir, isteyen Hocanın Yeri isimli alabalık tesisinde yemek yiyip çay kahve içebilir.

Ağlayan Kaya Şelalesi 30 metre yüksekliğindeki kayalardan süzülerek ince bir şekilde aktığı için bu adı almış. Doğanın içinde huzurlu bir ortamda olsa da şelalenin bizi etkilediğini söyleyemeyiz. Belki mevsiminden dolayı suları azaldığı içindir ancak gürül gürül akan bir şelale beklemeyin deriz.

Kaklık Mağarası

Yola tekrar koyuluyor ve bu sefer Honaz ilçesine bağlı Kaklık Mağarası’na gidiyoruz. Arabadan indiğimizde pek de hoş olmayan kükürt (sülfür) kokusu karşılıyor bizi, ancak kokunun bu alanın özelliği olduğunu öğreniyoruz.

Kaklık Mağarası cüzi bir ücret ile geziliyor ve Müzekart geçerli değil. Çok büyük olmayan mağara, yapılan ahşap yürüyüş yolu ile rahatlıkla geziliyor. Mağaraya girince adeta küçük bir Pamukkale buluyoruz. Traverten kayaçlar, havuzlar, sarkıtlar ve dikitler oldukça etkileyici.

Mağarada bolca bulunan termal suyun cilt hastalıklarına iyi geldiği de söyleniyor. Ancak mağara tavanından sürekli damlayan sulardan dolayı zeminin ıslak olduğunu da belirtelim.

Kaklık Mağarası’na giren ışığın sularda ve duvardaki yosunlarda oluşturduğu renkler gerçekten görülmeye değer. Mağaradaki bembeyaz travertenleri ve mavi/turkuaz renkli suyu uzun uzun seyredip tekrar yola koyuluyoruz.

Keloğlan Mağarası

Denizli’nin güneyine, Acıpayam’a uzanıyoruz şimdi de bir başka mağara için. Dodurgalar Köyü’ne bağlı Keloğlan Mağarası, bir dağın yamacında bulunuyor ve hafif virajlı bir yol ile ulaşılıyor. Mağara girişi ücretli ve Müzekart geçmiyor. 145 metrelik mağarayı gezmek için yürüyüş yolu yapılmış ve renkli aydınlatmalarla cazip hale getirilmiş. 10 milyon yıl boyunca damlayan çinko açısından zengin sular mağaradaki sarkıt, dikit ve sütunları oluşturmuş. Oldukça etkileyici bir görüntüsü olan mağarayı görmenizi tavsiye ederiz.

Kel ve köse bir çoban koyunlarını otlatırken, yağmurdan sığınmak için bu mağaraya girer ve içinde kaybolur. Koyunlar köye yalnız dönünce çobanı merak eden köylüler onu aramaya koyulurlar ve ancak bir hafta sonra çobanı mağarada bulurlar. Çobanı bulan ailesi çok şaşırır çünkü kel ve köse çobanda mağaranın şifalı suları sayesinde saç sakal çıktığını görürler. Bundan sonra mağaranın adı da “Keloğlan Mağarası” olur.

Tripolis Antik Kenti

Oldukça yeni keşfedilen Tripolis Antik Kenti’nde, kazı çalışmaları 2012 senesinde başlasa da epeyce yol kat edilerek sayısız yapı açığa çıkarılmış ve daha da çıkarılmaya devam ediliyor. Tam adı Tripolis ad Maendrum, yani Menderes Tripolisi olan antik kent henüz yeni yeni ziyarete açılıyor ve geçen gün daha çok dikkat çekiyor.

Mozaikli konut, Agora ve çevresindeki yapılar şu an için en antik kentin en dikkat çekici noktaları arasında görünüyor. Siz de bu güzel kent hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız Tripolis Antik Kenti yazımızı inceleyebilirsiniz.

Tripolis Antik Kenti – Denizli

Güney Şelalesi

Tripolis’ten kuzeye devam ediyor, Büyük Menderes Nehri üzerine kurulmuş Cindere Barajı’nın da yanından geçerek Güney Şelalesi’ne gidiyoruz. Yükseklerden ince ince akan Güney Şelalesi bizi çok tatmin etmese de doğası ve manzarası oldukça huzurlu.

Güney Şelalesi’nin olduğu yerde belediyenin mesire alanı bulunuyor ve günübirlik piknik yapmaya gelenler buradan faydalanabiliyor. Merdivenlerden şelalenin yukarısına doğru çıktığımızda şelalenin aktığı yatağın yapay süs havuzuna çevrilmiş olduğunu görüyoruz. Bu kısım şelalenin doğallığını azaltsa da akan suda oturup baraj gölü manzarasına karşı çay içmek oldukça keyifli.

Cindere Baraj Gölü – Güney Şelalesi

Buldan Evleri

Sıradaki durağımız Denizli’nin ilçelerinden Buldan ve kentsel SİT alanı kapsamındaki tarihi Buldan Evleri. Taş ve ahşaptan, cumbalı olarak inşa edilmiş Buldan evleri, birbirlerinin manzarasını kapatmayacak şekilde, yamaç boyu sıralanıyor. Dokumacılık, Buldan’da önemli bir zanaat olduğu için evlerin alt katları dokuma atölyesi olarak kullanılırmış.

Bugün restore edilen evlerin bulunduğu sokak, sarı – mavi binalarıyla fotojenik bir görüntü oluştursa da diğer sokaklarda birçok yıkıntı eve de rastlanıyor. Sıra sıra terk edilmiş dokuma atölyelerinin bulunduğu sokakta ise bizi bir hüzün kaplıyor.

Buldan kumaşı, Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze uzanan yüzde yüz pamuktan organik olarak üretilen ve bu özelliğiyle oldukça sağlıklı bir kumaş türü. Bu geleceği hala sürdürebilen belli başlı dükkanlara (Buldanevi gibi) kendi yerlerinde ya da internet üzerinden ulaşabilirsiniz.

Denizli Merkez

Denizli’den ayrılmadan merkezinde de zaman geçiriyoruz. Denizli merkezde turist olarak görülecek çok şey olmasa da Babadağlılar İş Hanı, Atatürk ve Etnografya Müzesi, Kaleiçi Çarşısı görmeye değer noktalar.

Atatürk’ün 4 Şubat 1931 senesinde yaptığı Denizli ziyaretinde konakladığı bina bugün Atatürk ve Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor. İki katlı müzenin alt katında Denizli’nin tarihi ve kültürüyle ilgili eserler, üst katında ise Denizli’nin günlük yaşantısına yönelik ve Atatürk’e ait eserler bulunuyor.

Babadağlılar İş Hanı çoğunlukla Denizli’nin Babadağ ilçesinden gelen esnafın oluşturduğu ve tekstil ürünleri satan bir çarşı. Alışveriş için çokça turist çektiğini ve Pazar günleri kapalı olduğunu belirtelim. Buradan çıkıp Kaleiçi’nde yürüyüp eski Denizli’yi hissedebilirsiniz.

Tabii ki Denizli’ye gelip Horoz Heykeli’ni de görmeden olmaz. Çınar Meydanı’nda bulunan eski horoz heykeli 2012 senesinde kaldırılmış ve halka yeni heykelin hangi malzemeden yapılmasını istedikleri sorulmuş. Çoğunluk camdan olmasını isteyince de Türkiye’nin en büyük cam heykeli 2013 senesinde bu noktaya dikilmiş. Bugün bir başka horoz heykeli de Denizli seyir tepesine yapılmış. 2020 senesinde tamamlanan ve şehir merkezinden de görülebilen 27 metrelik dev horoz heykeli, dünyanın en büyük horoz heykeli unvanına sahip olsa da yüksek maliyetiyle tartışma yaratmış.

Cam Horoz Heykeli – Denizli

Bonus: Denizli Kebabı

Denizli’ye gelmişken Denizli Kebabı yemeden de olmaz. Denizli Kebabı, odun ateşinde pişen, kuzu etinden yapılan, bol yağlı, lezzetli tandıra benzeyen bir et yemeği. Bayramyeri tarafında sıra sıra dükkanlar arasından biz Kebapçı Enver’de yedik. Pide, domates, soğan ve biber ile servis ediliyor. Eğer özel olarak istemezseniz yanında çatal gelmiyor, usulü elle yemekmiş. Yanında ayran veya Denizli’nin ünlü gazozu Zafer Gazoz içebilirsiniz. Yemeği tamamlamak için de yakındaki Hacı Şerif’e gidip dondurmalı irmik helvası yiyebilirsiniz. Denizli’nin daha modern yüzünü görmek istiyorsanız da Çamlık tarafındaki, üniversiteye yakın kafelerde oturup kahve içebilirsiniz.

Denizli Kebabı

Denizli’yi iki gün boyunca dolu dolu gezdik ve ayrılma zamanı geldi. Yazıyı Denizli’nin sembollerinden olan Pamukkale Üniversitesi’nden bir fotoğraf ile bitirelim ve yine yollara düşelim.

Pamukkale Üniversitesi – Denizli

One Comment

  • Hasan Tuncer

    Cok guzel bir yazi olmus. Elinize, ayaginiza saglik. Utanarak soyluyorum bir Denizlili olarak benim gitmedigin yerler de var listede. Denizli’ye gider gitmez oralari gorecegim 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir