Afrodisias Antik Kenti
Aydın’daki antik kentler arasında en büyüklerinden olan Afrodisias’dayız. Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunan Afrodisias (Aphrodisias) Antik Kenti, Aydın kent merkezinden 100km, Denizli merkezden ise yaklaşık 60 km uzaklıkta bulunuyor. Afrodisias Antik Kenti hem bölgenin hem de Türkiye’nin en büyük ve en önemli arkeolojik buluntu alanlarından biri. İçinde müzesi de olan antik kentte binalar, heykeller ve kabartmalar gayet iyi korunmuş durumda. Afrodisias Antik Kenti aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.
Afrodisias’ın Tarihi
Bu bölgede yerleşim çok eski zamanlara gitse de, Afrodisias MÖ 6. yüzyılda küçük bir köy iken yapılan Afrodit Tapınağı ile ünlenmiş, zamanla büyüyüp 15.000 kişinin yaşadığı geniş bir şehre dönüşmüş. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus, Afrodisias şehrini himayesine almış ve sonraki 250 yıl boyunca şehirde bugün gördüğümüz yapılar dikilmiş. Yakınlarda bulunan mermer ocakları sayesinde şehir hem mimari hem heykelcilik alanında oldukça öne çıkmış. Bizans İmparatorluğu döneminde yavaş yavaş önemini yitiren, Afrodit Tapınağı ise kiliseye dönüştürülen kent, 12. yüzyılda tamamen terk edilmiş.
ARA GÜLER ve AFRODISIAS (APHRODISIAS)
Ara Güler, 1961 senesinde Aydın yöresinde kaybolur ve bir köyü ziyaret eder. Köyde tarihi sütunların, lahitlerin köylüler tarafından kendi ihtiyaçları için kullanıldığını görür. Biraz daha merak edip araştırınca da bu yörede önemli bir antik alan olduğunu keşfeder. Bu buluntuların fotoğraflarını Times dergisine göndererek yayımlatır ve böylece arkeologların bölgeye ilgisini çekmiş olur. New York Üniversitesi’nin desteği ile Kenan Tevfik Erim, 30 sene boyunca burada kazı çalışmalarını yürütür ve antik kenti açığa çıkarır.
Afrodisias’da Neler Görülebilir?
Afrodisias’ı gezmek için arabayla ancak belli bir noktaya kadar gelinebiliyor. Aracınızı 10TL karşılığı otoparka bıraktıktan sonra müzenin ücretsiz araçlarıyla antik kente ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Antik Kent girişi 30 TL, Müzekart geçiyor.
Yönlendirmelerin ve yürüyüş yollarının gayet iyi olduğu antik kent, çok rahat dolaşılabiliyor. Biz antik kenti gezmeye yaklaşık 1,5 saat, müzesine de yarım saat olmak üzere toplamda 2 saat ayırdık. Ören yerinde tiyatro, stadyum, Sebasteion, Hadrian Hamamı, Afrodit Tapınağı, tören kapısı, meclis binası, heykeltıraş atölyesi, agora gibi birçok yapı ve bina gezilebiliyor.
Şimdi bunların belli başlı birkaç tanesinden daha detaylı bahsedelim:
Maske ve Girland Frizi
Daha şehri gezmeye başlarken surat kabartmalarından oluşan bir duvar dikkatimizi çekiyor. Anlıyoruz ki bu yapıyı dekoratif frizleri üst üste koyup burada toplayarak oluşturmuşlar. Şehirdeki agoranın etrafındaki revakların süslemeleri olan bu suratlar çeşitli kesimleri temsil eden tiyatro maskeleriymiş. Tanrı, asker, köle, vatandaş, kahraman gibi tiplemeleri temsil eden maskelerden yapılmış bu dekorasyon tipi o dönem çok sevilen bir süsleme çeşidiymiş.
Sebasteion
Afrodisias’daki en ilginç yapılardan biri olan Sebasteion, Afrodit’e adanan ve imparatorların tapınması için inşa edilen bir tapınak kompleksi olarak karşımıza çıkıyor. Kentli iki ailenin birlikte yaptırdığı bu kompleks, bir Afrodit Tapınağı ve her iki tarafında 3 katlı binaların bulunduğu 90 metrelik bir tören caddesinden oluşuyor. Bu binaların dış kısmı ise gerçek boyutlu mermer kabartmalarla kaplı. Bu kabartmalarda imparatorlar, tanrılar, kahramanlar, imparatorluk halkları ve efsaneler muazzam bir çeşitlilikte canlandırılıyor.
Dış mekanda görülen kabartmalar o zamanki halini gözümüzde canlandırabilmemiz için replika olsa da gerçek kabartmalar yine antik kentin içinde bulunan müzedeki bir salonda sergileniyor.
Tiyatro
Afrodisias Tiyatrosu’nun, MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus’un azat ettiği bir köle olan Gaius Julius Zoilos tarafından yaptırıldığı, sahne binasındaki yazıtta belirtiliyor. Bu sahne binası aynı zamanda Türkiye’deki antik tiyatrolar arasında en iyi korunmuş olanlarından biri. Yine 7.000 kişilik tiyatronun seyirci kısmı oldukça iyi korunmuş durumda. Tiyatro etrafında bulunan birçok heykel de bütün halinde bulunmuş ve müze kısmında sergileniyor.
Agora
Agoralar Roma İmparatorluğu’nda kamusal meydanlardı. Afrodisias’da da Güney ve Kuzey Agora olmak üzere iki adet agora bulunuyor. Tiyatronun hemen arkasında bulunan, zamanında mermer sütunlar ve frizlerle çevrili olan Güney Agora, 170 metrelik eşsiz havuzuyla çok etkileyici görünüyor. Özellikle o dönemde böyle bir havuzun ve fıskiye sisteminin nasıl hayata geçirildiğinin anlaşılabilmesi için bu agora ve ortasındaki büyük havuz çok önemli bir araştırma ortamı sunuyor. Ziyaretçiler bu agoranın içine alınmasa da agoradan tiyatroya çıkan merdivenlerden kuşbakışı olarak bu alanın manzarasını izleyebilirsiniz.
Heykeltıraş Atölyesi
Afrodisias, yakınlarındaki mermer ocakları sayesinde hem inşaat hem de heykeltıraşlık anlamında oldukça gelişmiş. Şehirde bulunan heykel atölyesi de bunun bir göstergesi. Kentin birçok yerinde, hemen hemen her binanın etrafında bulunan heykeller bu atölyede yapılmış. Kentin müzesinde hala yapım aşamasında kalmış birçok heykel de sergileniyor. Mitolojik ve güncel figürlerin yanı sıra 2 renk mermerden oyulmuş heykeller de oldukça dikkat çekici.
Afrodit Tapınağı
Afrodit Tapınağı, şehre adını da veren güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit adına yapılmış bir tapınak. Aynı noktada Afrodit adına yaptırılan çok daha eski tapınaklar olsa da bugün kalıntılarını gördüğümüz yapı, MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus’un azat ettiği bir köle olan Gaius Julius Zoilos tarafından yaptırılmış. Tapınak daha sonra kiliseye çevrilmiş ve Selçuklu dönemine kadar da kullanımda kalmış.
Stadyum
Görkemli Afrodisias Stadyumu, dünyanın en iyi korunmuş ve en büyük stadyumlarından birisi. 270 metre uzunluğu ve 30.000 kişilik kapasitesi olan stadyumda çeşitli atletizm sporlarının yanı sıra gladyatör ve vahşi hayvan mücadeleleri de sahnelenmiş. Tribünlerde çeşitli meslek gruplarına, kadınlara ve erkeklere, civar kentlere ayrılan farklı bölümlerin olduğu da stadyum tribünlerindeki yazıtlardan öğrenilmiş.
Afrodisias Müzesi
Afrodisias Müzesi, antik kentin içinde oluşturulmuş, bu kentteki heykeller başta olmak üzere çeşitli buluntuların sergilendiği bir müze. Müzeyi gezmek için ilave bir ücret istenmiyor.
Afrodisias Müzesi Sebasteion Kabartmaları – Afrodisias
Müzenin en ilgi çekici kısmı, ayrı bir salonda sergilenen Sebasteion kabartmaları. Bir tapınak kompleksi olan Sebasteion’daki tören caddesine bakan binaların dış cephesindeki kabartmalar oldukça etkileyici ve birçok efsaneye dayalı sahne bu kabartmalarda canlandırılmış.
Müzenin bahçesindeyse yine mermerden kabartma desenli, oldukça iyi korunmuş durumda olan lahitler görülebiliyor.
Biz antik kenti ve müzeyi yaklaşık 2 saatte gezebildik ve oldukça etkilenmiş bir şekilde ayrıldık. Bölgenin bu en iyi korunmuş ve düzenlenmiş kentini zaman ayırıp gezmenizi tavsiye ederiz.
Aydın’daki diğer antik kentler hakkındaki yazılarımızı da inceleyebilirsiniz.