
Olympos Antik Kenti
Myra Antik Kenti ve Limyra Antik Kenti ziyaretlerimizden sonra şimdiki durağımız Olympos Antik Kenti oldu. Antalya’ya kadar antik kent gezmeye gidince Olympos’u kaçırmak istemedik. Her ne kadar Olympos’a yazın gitmek daha keyifli olsa da ziyaretimizin kışa denk gelmesiyle sakin sakin gezme fırsatını yakaladık.
Olympos Antik Kenti Nasıl Gezilir?
Olympos Antik Kenti Antalya’nın Kumluca ilçesinde, Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içinde yer alıyor. Milli park sınırlarından girdikten sonra antik kente doğru giderken çeşitli kamp alanları, restoran kulübeleri sizi karşılıyor. Antik kente ise MüzeKart’la ya da gişeden bilet alınarak giriş yapılabiliyor.
Olympos Antik Kenti, Likya Yolu’nun 7,5 km’sini oluşturuyor. Çok geniş alana yayılmış bu antik kent doğayla iç içe, bir tarafta milli park ve dağ, diğer tarafta dere ve deniz. Bu özelliği ile Olympos, hem deniz tatili için tercih edilen hem de tarihi dokuyu keşfetmek isteyenler için güzel bir nokta.

Olympos’un Tarihi ve Önemi
Ulu Dağ anlamına gelen Olympos ismini hemen arkasında göğe uzanan Tahtalı Dağı’ndan alıyor. Olympos, Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kenti. Olympos, MÖ. 3.yüzyılda kurulmuş, MÖ.1 yüzyılda ise korsanların sığınağı haline gelmiş. MÖ. 78 yılında Romalılar tarafından korsanların egemenliği son bulmuş. Likya Birliği’nin bir üyesi olan Olympos’un da 3 oy hakkı varmış ve bu özelliğe sahip 6 kentten biriymiş. MS. 3 yüzyılda da Hıristiyanlık izleri görülüyor. MS. 5.-6. yüzyıllarda ise en rahat dönemi olduğu, o dönemde yapıldığı düşünülen yapılardan anlaşılıyor.
Olympos Antik Kenti’nde Neler Görülebilir?
Akropolde klasik Roma yapılarından olan bazilika, hamam ve tiyatro bugün oldukça yıkık halde ve çalıların arasında gizlenmiş durumda. Hala kazıların devam ettiği Olympos Antik Kenti’nin genelinde yapılar oldukça yıkılmış halde ve yapıların pek çoğu da bitki örtüsünün altında ya da arasında bulunuyor.
Giriş Kompleksi
Antik kente girdiğinizde ana caddenin hemen başında sağ tarafta 11 odalı Giriş Kompleksi dikkat çekiyor. Giriş Kompleksi’nin ana caddeye bakan kemerli pencereleri, yapının dikkat çeken özelliği. Binanın MS. 5-6 yüzyıllarda gıda üretimi ve ticareti için kullanıldığı düşünülüyor.
Şehirdeki kalıntı halinde yapılar akropolün surlarına ait. Antik kentin nehir ağzında lahitler, limanda anıtsal mezarlar, piskoposluk sarayı, Marcus Aurelius Arkhepolis ve ailesine ait anıt mezarlar, kuzey ve güney nekropoller yer alıyor.


Akçay (Olympos Çayı) ve Köprü Kalıntısı
Akçay, diğer adıyla Olympos Çayı antik kenti ikiye ayırıyor. Kent çayın iki tarafına kurulmuş ve yerleşimin olduğu zamanlarda çayın iki tarafı bir köprü ile birbirine bağlanıyormuş. Bugün bu köprünün kalıntıları çayda görünüyor. Çay, Akdeniz’e döküldüğü için eski zamanlarda gemilerin kentin içine girmesine imkan veriyormuş. Bu da Olympos Kenti’ni daha da önemli hale getirmiş.

Kuzey Nekropolü
Olympos’ta ölüler MS. 1. yüzyıldan itibaren nekropole gömülmüş ama Bizans döneminde bu gelenek bırakılmış ve sonrasında bu nekropol alanına konutlar ve kiliseler inşa edilmiş. Antik kent girişini sol tarafta takip ettiğinizde oldukça düzenli görünen, bir yolun iki trafında konumlandırılmış ve yıkık dökük duvarlardan oluşan bir bölüm olarak görebileceksiniz. Bu caddenin üzerinde zamanında varlıklı aileler tarafından kullanıldığı düşünülen iki katlı binalar bulunuyormuş.

Piskoposluk Sarayı (Episkopeion)
Antik kentlerde yerleşimin olduğu zamanlarda şehirlerin dini, idari, hukuki ve mali yönetimi piskoposlar tarafından yapılıyormuş. Piskoposluk sarayları da, piskoposların hem evleri hem de iş yerleriymiş. Bugünkü kalıntıların heybeti bile, o zaman bu yapının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Sarayın içinde piskoposluk kilisesi ve kiliseye ait mekanlar, toplantı ve yemek salonları ile idari işlerin yürütüldüğü bölümler de bulunuyor.

Marcus Aurelius Anıt Mezarı ve Antimachos Lahdi
Kentin ana caddesinden nehre yaklaşırken sol tarafta Likya Birliği Başkanı olarak görev yapmış Marcus Aurelius’a ve ailesine ait olduğu bilinen anıt mezar odası bulunuyor. Onun az ilerisinde de Antimachos Lahdi, Antimachos ailesinin mezarı olarak karşımıza çıkıyor. Lahit özellikle üzerindeki işlemeleriyle dikkat çekiyor.
Marcus Aurelius Anıt Mezarı Antimachos Lahdi
Liman Anıtsal Mezarları
Olympos Çayı’nın Akdeniz’le buluştuğu noktada Liman Anıtsal Mezarları bulunuyor. İki anıtsal mezar da kayaya oyularak oluşturulmuş ve lahitler yerleştirilmiş. Mezarlara MS. 2. ve 5. yüzyıllarda gömüler yapılmış. Lahitlerden bir tanesinin üzerindeki yazıdan Zosimas’ın dayısı Kaptan Eudemos için yapıldığı anlaşılıyor. Ayrıca lahdin üzerinde bir gemi kabartması, afrodit kabartması bir de şiir yer alıyor:
Son limana demirledi gemi, çıkmamak üzere
Çünkü ne rüzgardan ne de gün ışığından medet var artık
Işık taşıyan şafağı terkettikten sonra Kaptan Eudemos
Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi.

Tabii buraya kadar gelmişken deniz kaplumbağalarından ve tepelerdeki Çıralı ateşinden de bahsetmeden olmaz. Ama maalesef hem mevsim itibariyle, hem de zamanımız olmaması nedeniyle bir bunları göremedik. Kim bilir belki bir dahaki sefere de bunlar için geliriz Olympos’a.
Antalya’nın Diğer Antik Kentlerini de okumak ister misiniz?