ANTİK KENTLER,  Mersin,  TÜRKİYE

Anemurium Antik Kenti

Mersin gezisinde Anadolu’nun en güney noktasına gidiyoruz. Mersin’in en batı ilçesi olan Anamur’a uzanıp buraya adını veren Anemurium Antik Kenti’ni ziyaret ediyoruz. Anadolu’nun en güney ucunda yer alan bu kent deniz kıyısı konumu, geniş yerleşim alanı, mezarlık (nekropol) alanı ve su kemerleriyle görülmeye değer.

İPUCU: Anamur’da görülmesi gereken diğer noktalar için Anamur Gezi Rehberi yazımızı inceleyebilirsiniz.

Şimdi önce bu kentin tarihine kısaca göz atalım ve gezmeye başlayalım.

Anemurium Antik Kenti Tarihi

“Rüzgarlı burun” anlamında gelen Anemurium kenti, Anadolu’nun en güney ucuna, Anamur burnuna kurulmuş. Kilikya bölgesinde yer alan ve MÖ 4. yüzyıldan beri yerleşim olan Anemurium kenti, Kommagene Krallığı döneminde surlarla çevrilmiş. En parlak dönemini MS 1-4. yüzyıllar arasında Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış ve Kıbrıs’a olan coğrafi yakınlığından dolayı stratejik öneme sahipmiş . Bir dönem Pers istilasına uğramış olsa da Bizans İmparatoru Isaurialı Zeno döneminde tekrar refaha kavuşmuş. Ticaret, balıkçılık ve tarım ile geçinen kentte Roma döneminde hamam, odeon, palaestra, tiyatro gibi birçok yapı inşa edilerek kent büyümüş. Bizans İmparatorluğu döneminde de yerleşimin devam ettiği kentte kiliseler görülmeye başlanmış. MS 6. yüzyılda yaşadığı deprem ve 7. yüzyılda yaşanan Arap istilaları sonucu terk edilmiş.

Anemurium Antik Kenti’nde Kilise Kalıntıları

Anemurium Antik Kenti’ni Gezmek

Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Anemurium Antik Kenti’ni gezmek için ana giriş kapısından sonra uzun bir yol gitmek gerekiyor. Nekropol alanı boyunca bu yolda araç ile giderken bir tarafımızda deniz manzarası, bir tarafımızda mezar anıtları bulunuyor.

Aracımızı park ettikten sonra tarihi kalıntılar arasında yürüyoruz. Deniz kıyısında olsa da yamaç boyu yükselen yapılar etkileyici bir görüntü oluşturuyor ve zamanında ne kadar güzel bir kent olduğunu hayal ediyoruz. Kentte dikkat çeken belli başlı yapılar arasında surlar, hamamlar, palaestra, odeon, nekropol, kiliseler ve su kemerleri bulunuyor.

Anemurium Antik Kenti

Kentin sahil tarafında güzel geniş bir plaj bulunuyor, yazın güneş altında kenti gezdikten sonra serinlemek için güzel bir alternatif olabilir.

Antik kenti gezmek için Müzekart geçtiğini belirtelim ve antik kentteki önemli noktalara biraz daha yakından bakalım:

Nekropol

Anemurium Antik Kenti’ne girdikten sonra geniş bir nekropol, yani mezarlık alanından geçiliyor. MS 1-4. yüzyıllar arasına tarihlenen bu nekropol Roma İmparatorluğu dönemine ait en iyi korunmuş nekropollerden biri niteliğinde. Yaklaşık 350 anıtsal mezar bulunuyor. Kemerli mezar anıtlarının giriş alanındaki odada ölü yakınları toplanır, iç taraftaki odada ise ölen kişi yatırılırmış.

Anemurium Nekropolü Mezar Yapıları

Mezar anıtlarının arasında bir de Nekropol Kilisesi göze çarpıyor. Bu kiliseye çıktığımızda zemininin geometrik desenlerle mozaik döşenmiş olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda çok sayıda gömme mezar da bu kilisenin altında keşfedilmiş. Bu iyi korunmuş nekropol alanının aynı zamanda muhteşem bir deniz manzarasına da sahip olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.

Anemurium Nekropol Kilisesi
Anemurium Nekropol Kilisesi Mozaikleri

Odeion

Anemurium Antik Kenti’nin en güzel yapılarından biri, Türkiye ve Roma İmparatorluğu’nun en iyi korunmuş odeonlarından birisi olan Anemurium Odeionu. Konserler ve resmi toplantıların yapıldığı odeon (odeion), MS 2. yüzyılda 900 kişilik olacak şekilde inşa edilmiş. Hem oturma yerleri hem sahne binası sağlam olan odeon’dan konser dinlerken deniz manzarası izleyen Romalıları hayal etmek bizi oldukça etkiledi.

İPUCU: Gezdiğimiz en ilginç odeonlardan biri de Kibyra Antik Kenti’ndeki Medusa mozaikli odeondu. Kibyra Antik Kenti sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.

Anemurium Antik Kenti’ndeki Odeon

Halk Hamamı

Anemurium’un önemli yapıları arasında iki katlı halk hamamı da bulunuyor. Etkileyici kemerli mimarisi ile göze çarpan bu yapının içine girip gezebiliyorsunuz. Merdivenlerle üst kata çıktığınızda güzel bir deniz manzarası sizi karşılıyor.

MS 5. yüzyılda yapıldığı düşünülen yapının duvarları resimlerle, tabanı ise mozaiklerle süslüymüş. Hamamın su ihtiyacı 2 su kanalı ile sağlanırken bir de havuz barındırıyormuş. Hamamın sıcaklık bölümünün ısıtılması için hypocaust sistemi kullanılmış.

Hypocaust (Hipokaust) Sistemi, hamamlarda kullanılan bir ısıtma tekniğidir. Bu teknikte, sıcak su buharı zeminin altındaki sütunlarla oluşturulan kanallarda dolaştırılır ve bu şekilde hamamın merkezi bir şekilde zeminden ısıtılması sağlanır.

Anemurium Halk Hamamı

Büyük Hamam ve Palaestra

Şehrin girişine yakın bir noktada büyük hamam yapısı bulunuyor. MS 3. yüzyıla tarihlenen yapı bugün harap bir halde. Hamamda üç geniş ısınma holü ve iki yüzme havuzu bulunduğu tespit edilmiş. Zeminindeki mozaik kalıntıları ise bugün dahi görülebiliyor.

Hamamın denize doğru olan tarafındaki geniş açık bir alan olarak Palaestra bulunuyor. Roma döneminde genelde hamamların yanında bulunan Palaestra (Palestra) güreş ve jimnastik gibi sporların yapıldığı yapılara deniyor. Anemurium Büyük Hamamı’nın yanındaki palaestranın üç tarafı sütunlarla çevriliyken zemini tamamen geometrik desenli mozaiklerle bezeliymiş. Bugün dahi bu mozaiklerin bir kısmı açık şekilde sergilenirken bir kısmı koruma amaçlı kapatılmış durumda.

Anemurium Büyük Hamamı ve Palaestra

Su Kemerleri

Yukarı kente, yamaçlara doğru bakınca su kemerleri görülebiliyor. Kentin su ihtiyacını karşılamak için yapılmış bu kemerler doğu-batı yönünde iki sıra halinde yer alıyor.

Anemurium Antik Kenti’ne ait kalıntılar bugün Anamur Müzesi’nde sergileniyor. Anamur’a gelmişken bu müzeyi görmenizi de tavsiye ederiz. Biz bu deniz kıyısındaki güzel antik kenti geride bırakıp tekrar yola koyuluyoruz.

Anemurium Antik Kenti’nde Biz 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.