Belgrad Gezi Rehberi

Bi’ gün yine yoldayız ve hedefimiz Sırbistan’ın başkenti Belgrad!

Hemen akla gelen ilk soruyu cevaplayalım. “Sırbistan vize istiyor mu?” Cevap Hayır! Sırbistan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istemiyor.

Akla gelen bir diğer soru da “Sırbistan pahalı mı?” olacaktır. Bu soruya da cevabımız yine Hayır! Avrupa’nın en ekonomik şehirlerinden biri Belgrad. Hem konaklama, hem yeme içme fiyatları gayet uygun.

Avrupa Birliği üyesi olmayan Sırbistan’ın para birimi Sırp Dinarı, kısaltması da RSD. 2019 sonu itibarı ile 1 Türk lirası yaklaşık 18 Sırp Dinarı ediyor.

Belgrad’da hava durumu konusuna gelirsek, Balkanların ortasında karasal iklime sahip Belgrad’ı ilkbahar ya da sonbahar aylarında ziyaret etmek daha iyi bir fikir olabilir. Cıvıltılı gece hayatını yaşamak isteyenler için ise hareketli yaz mevsimi daha uygun olacaktır. Bizse kışın ortasında gidip, soğuk ve kar altında bir Belgrad deneyimi yaşadık.

İPUCU: Kışın gerçekten çok soğuk olan Belgrad’a gidecekseniz hazırlıklı olmalı, bere, eldiven, atkı, polar, hatta içliklerinizi yanınızda götürmelisiniz.

BELGRAD TURU ÖNERİSİ

Belgrad’ı 2 günde gezmek için şöyle bir program yapabilirsiniz:
1. Gün: Kalemegdan (Kalemeydan), Kneza Mihaila Caddesi, Trg Republike (Cumhuriyet Meydanı), Bayraklı (Bajrakli) Camii, Studentski trg (Öğrenci Meydanı), Hotel Moskva (Moskova Oteli)
2. Gün: Parlamento Binası, Saint Mark Kilisesi, Saint Sava Tapınağı, Nikola Tesla Müzesi

Bizim gittiğimiz dönemde Ulusal Müze kapalı olduğu için giremedik. Geziyi 3 güne yaymak isterseniz de Kalemaydan bölgesini ayrı bir güne ayırıp Ulusal Müzeyi de ilk gün programına ekleyebilirsiniz!

Belgrad’da Gezilecek Yerler

Belgrad, tarih boyunca Balkanların en stratejik şehirlerinden birisiydi. Sava ve Tuna nehirlerinin buluştuğu noktaya kurulmuş olan Belgrad bu stratejik konumundan ötürü çok sık el değiştirmiş bir şehir. Roma, Bizans, Bulgar, Macar, Osmanlı, Habsburg İmparatorlukları yönetiminde yaşamış, daha sonra da Sırbistan Krallığı, Yugoslavya, Sırbistan-Karadağ ve son olarak tekrar Sırbistan Cumhuriyeti adıyla yaşamış ülkenin başkentliğini yapmış.

Belgrad’ı hakkıyla gezmek için en az 2 gün gerekiyor. Bizim Sırbistan’da yaklaşık 3,5 gün gezecek zamanımız vardı ve bunun 2,5 gününü Belgrad’a ayırdık, 1 gün de Novi Sad şehrine gittik. Novi Sad Gezi Rehberi‘mizi de inceleyebilirsiniz.

Kalemegdan (Kalemeydan)

Türkçe kökenli Kale ve Meydan kelimelerinden türetilmiş Kalemegdan, şehrin kurulduğu tepeymiş. Önce Kelt kabilelerin kurduğu kale zamanla Roma ve Bizans İmparatorlukları döneminde yeniden yapılarak büyümüş.

Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği yere kurulmuş olan kalenin etrafında geniş bir park ve birçok kale kapısı bulunuyor. Burası Sırbistan’ın en çok turist çeken noktası ve herhangi bir giriş ücreti yok. Ayrıca tepeden Tuna ve Sava nehirlerini izlemek için harika bir nokta.

• 

• 

Kalenin etrafındaki Kalemegdan Parkı’nda birçok yürüyüş yolunun yanı sıra tarihi eserler, yapılar ve müzeler mevcut. Kalemegdan Bölgesinde sizi şu yapılar karşılıyor.

• Anahtar Teslim Anıtı: Osmanlı İmparatorluğu’nun Belgrad’ı Sırplara teslim etmesinin 100. yılı anısına yapılmış bir anıt.
• Fransa’ya Şükran Anıtı: 1. Dünya Savaşı sırasındaki Fransa – Sırbistan ittifakını ve Belgrad’da hayatını kaybeden Fransız askerlerini onurlandırmak için dikilmiş bir anıt.
• Balıkçı Çeşmesi: 2 kopyası bulunan bu heykelin diğer kopyası da Zagreb’dedir.
• Roma kuyusu: Adı Roma kuyusu olsa da Avusturyalılar tarafından 300 yıl önce, su deposu olarak yapılmış olduğu düşünülüyor. Daha sonra da zindan olarak kullanılmış.
• Victor Anıtı: Sırbistan’ın Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları’na karşı kazandığı zaferleri onurlandırmak için dikilmiş. Önceleri şehrin daha merkezi bir yerine dikilmesi planlansa da çıplaklık içerdiği için halk şikayet edince Kalemegdan tercih edilmiş.
• Saat Kulesi: Saat Kapısı’nın üstünde, İstanbul Kapısı ve Savaş Müzesi’nin yanında bulunan saat kulesi, 18. yüzyılda tamamlanmış.
• Sokollu Mehmet Paşa Çeşmesi: Evliya Çelebi’nin de bahsettiği bu çeşme, Sokollu Mehmet Paşa döneminde yapılmış. Daha sonra uzun süre toprak altında kalmış, kazı çalışmalarıyla tekrar keşfedilip restore edilmiş.
• Damat Ali Paşa Türbesi: Osmanlı Sadrazamı Silahdar Damat Ali Paşa’nın türbesi, Balkanlar’daki Osmanlı etkisinin ve türbe mimarisinin tipik bir örneğini oluşturuyor.
• Ruzica Kilisesi: Küçük, sevimli bir Sırp-Ortodoks Kilisesi
• Kale Kapıları: Belgrad Kalesi’ne girmek için birçok kapı bulunuyor. Zindan Kapısı, Karadjordje (Kara George) Kapısı ve İstanbul’a doğru baktığı için bu adı alan İstanbul Kapısı, bunlardan sadece birkaç tanesi.
• Askeri Müze: Tanklar, toplar, silahlar… Eski ve yeni birçok savaş malzemesinin sergilendiği bu müzede epey zengin bir koleksiyon var.

• 

• 

• 

• 

• 

Kneza Mihaila Caddesi

Trg Republike (Cumhuriyet Meydanı)

Belgrad’ın en merkezi meydanlarından biri. Kneza Mihaila Caddesi’nin başında bulunan bu meydan birçok toplu taşıma aracının da geçtiği bir nokta.

Belgrad Ulusal Müzesi, Belgrad Ulusal Tiyatrosu ve Prens Michael Anıtı da bu meydanda bulunuyor. Belgrad’daki Osmanlı idaresine tamamen son verdiği için bu meydana Prens Michael’ın at üzerindeki ve eliyle İstanbul’u gösterdiği bronz bir heykelini yapmışlar.

Studentski trg (Öğrenci Meydanı)

Belgrad’ın merkezindeki meydanlardan biri, aynı zamanda büyükçe bir park. Üniversitenin yanında olduğu için Öğrenci Meydanı ya da Akademi Meydanı adını almış.

Parkın içinde 3 tane anıt heykel var. Ama bizim en sevdiğimiz noktası bir ağaca adanmış bank oldu. Bu parka dikilmiş ilk ağaç bir Japon Pagoda Ağacıymış. 120 yıl yaşadıktan sonra ağacın köklerini bir hastalık sarmış ve ağacı kesmek zorunda kalmışlar. Ağacın olduğu yere de tarihi olaylara tanıklık etmiş bu ağaç adına bir anıt bank yapmışlar.

Bayraklı (Bajrakli) Camii

Osmanlı döneminde, 16. yüzyılda inşa edilen cami, bir dönem kilise olarak kullanılmış olsa da bugün Belgrad’ın ibadete açık tek camisi.

Kosova Savaşı sırasında milliyetçi Sırplar tarafından tahrip edilse de sonra tekrar onarılmış ve hala kullanılıyor.

Hotel Moskva (Moskova Oteli)

Belgrad şehrinin merkezi olarak kabul edilen Terazija (Terazi) Meydanı’ndaki otel, Rus finansmanıyla yapılmış ve 1908’de açılmış.

Belgrad’ın en eski otellerinden biri olan Hotel Moskva, aynı zamanda Belgrad’ın sembol binalarından bir tanesi. Hatta otel 1968 senesinden beri devlet koruması altında. Belgrad tarihi boyunca her yönetim otele ilgi göstermiş, hatta Naziler karargahlarını bu otele taşımışlar. Komünizm döneminde devlete ait bir otel olarak hayatını sürdürmüş ve koruma altına alınmış. 1990’lardaysa tekrar özelleştirilmiş.

Birçok ünlü misafiri de ağırlayan otelin konukları arasında Albert Einstein, Michael Jordan, Robert de Niro, Julia Roberts, Alfred Hitchcock, Kaddafi, Luciano Pavarotti, Albert Camus gibi her alandan kişiler var ve otelin koridorlarında bu kişilerin fotoğrafları da sergileniyor.

Sırbistan Parlamento Binası

Belgrad’ın en büyük parklarından biri olan Tašmajdan (Taşmeydan) Parkı’nın yanındaki parlamento binası şehrin en merkezi yerinde bulunuyor ve oldukça gösterişli.

Krallık döneminde, 1907 senesinde yapımına başlanan ve ancak 1936’da tamamlanan bina, Yugoslavya döneminde de meclis olarak kullanılmış.

Saint Mark Kilisesi

Belgrad turu için görülmesi gereken noktalardan Tašmajdan (Taşmeydan) Parkı’nda yer alan Saint Mark Kilisesi, Belgrad’ın en büyük kiliselerinden biri.

Saint Mark, çok eski ve tarihi bir kilise değil. Yerinde bulunan daha küçük bir kilise, büyüyen şehrin ihtiyaçlarını karşılayamayınca, yerine çok daha büyük bir kilise olan Saint Mark Kilisesi yapılmış ve 1940 senesinde tamamlanmış.

Sırp – Bizans stilinde yapılmış kilise mimari açıdan oldukça etkileyici. Kilisenin içi de bir o kadar sade, gösterişsiz ama güzel.

• 

• 

Saint Sava Tapınağı

Belgrad’da gezilecek yerlerden biri de şehrin güneyine doğru büyük, gösterişli bir Sırp Ortodoks kilisesi olan St. Sava. Buraya büyüklüğünden ötürü St. Sava Katedrali ya da Sırp dilindeki karşılığından dolayı St. Sava Tapınağı da deniyor.

Tapınağın inşa edilmesinin çok uzun bir süreci var. Şu an bulunduğu yere inşa edilme kararı 1894’te verilse de mimari tasarımına uzun süre karar verilemediği için inşaata ancak 1935 senesinde başlanabilmiş. Nazi işgali sonucu 1941’de inşaat durmuş. Yarım kalan inşaat, Alman işgali, Rus işgali ve Komünist dönemde otopark alanı olarak kullanılmış. Ancak 1984 senesinde kilisenin yapımı tekrar başlamış. Dış cephesinin tamamlanması 2007 senesini bulsa da iç mekan tasarımı hala devam ediyor. Bu kadar uzun zamana yayılmış inşa süreci aklımıza Sagrada Familia’yı getirdi. 🙂

Büyük kubbesiyle İstanbul’daki Aya Sofya’yı andıran kilise, Bizans mimarisinin yanı sıra cami mimarisini de andırıyor.

Kilise, Aziz Sava’nın gömüldüğü düşünülen yere yapıldığı için bodrum katı mezar odası olarak tasarlanmış.

İPUCU: İç mekanında henüz yapım çalışmaları devam etse de bodrum katındaki bu görkemli ve aydınlık salonu mutlaka görün.

• 

• 

• 

Bunun hemen yanında, aynı parkın içinde bir küçük kilise daha var. Diğerinin yanında sakın küçük olana da girmeyi ihmal etmeyin, çünkü içi gerçekten çok esttik ve etkileyici.

Nikola Tesla Müzesi

Dünya’nın en ünlü bilim insanlarından, alternatif akımın mucidi Nikola Tesla, Sırbistan’da çok önem verilen ve değer gören birisi. Belgrad’daki havaalanının adı da Nikola Tesla Havaalanı mesela. Bu ünlü Sırp bilim insanı için bir de müze var Belgrad’da. Teknolojiye ilginiz olsun olmasın bu müzeyi ziyaret etmenizi ve Tesla’nın bugünkü hayatımıza olan etkisini keşfetmenizi tavsiye ederiz.

Thomas Edison’un “doğru akım”ına karşı “alternatif akım”ı icat edip savunan Nikola Tesla yaşadığı dönemde Edison ile büyük bir mücadeleye girmiş ve yaşadığı dönemde hakkı yenmiş diyebiliriz. Bugün kullandığımız birçok teknolojinin temelinde alternatif akım kullanılması yatıyor.

Rehber eşliğinde gezilebilen Nikola Tesla Müzesi’nde Tesla’nın hayatıyla ilgili bilgiler veriliyor. Ayrıca Tesla’ya ait fotoğraflar ve kişisel eşyalar sergileniyor. Rehberlerin eşliğinde de alternatif akım ile ilgili bilgiler verilip ziyaretçilerin de katılabildiği çeşitli deneyler gösteriliyor. Rehberli turlar her saat başı başlıyor ve yaklaşık 45-50 dakika sürüyor. Müze akşam 20.00’ye kadar açık, pazartesi günleri ise kapalı.

• 

• 

Skadarlija Mahallesi

Skadarlija Mahallesi, eskilerden beri önce Belgrad’ın merkezi, sonra göçmenlerin yerleştiği mahalle, daha sonra da sanatçıların uğrak yeri olan bohem mahallesi olarak ünlense de bugün artık daha çok turistlere hitap ediyor. Eski dokusu korunmaya çalışılan mahallenin çok hoş otantik bir havası var.

Belgrad’ın en turistik yerleri listesinde Kalemegdan’dan sonra Skadarlija geliyor. Skadarlija Mahallesi’nin merkezindeki Skadarska Sokağı boyunca sıralanmış, yerel yemekler sunan restoranlar, canlı müzik yapan çalgıcılar, butik cafeler, kokteyl barlar turistlerin ilgisini çekiyor. Tri Sesira ve Dva Jelena gibi Belgrad’ın en ünlü restoranlarından bazıları da bu bölgede bulunuyor.

• 

• 

Son zamanlarda yönetimin bölgeyi yeniden yapma çabaları ise mahallenin otantik yapısını bozduğu gerekçesiyle halkın tepkisini çekmiş. Sokaktaki taşları söküp asfalt döken yönetim, halkın tepkisinden sonra yeniden eskisi gibi taş döşese de kalitesiz bir görünüm oluşmuş.

Belgrad için gezi önerilerimizi sıraladık, peki Belgrad’da ne yiyelim, nerede yiyelim diye soruyorsanız, Belgrad Yeme&İçme Rehberi‘mize bekleriz.