ANTİK KENTLER,  İzmir,  TÜRKİYE

Metropolis Antik Kenti

Uzun zamandır aklımızın bir köşesinde bulunan bir noktadayız: Metropolis Antik Kenti! İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan ve bir dünya markası olan Efes Antik Kenti’ne komşu, Torbalı ilçesinde bulunan Metropolis Antik Kenti de görülmeye değer.

İzmir-Efes yolu üzerinde Yeniköy’de bulunan Metropolis kenti adını “Ana Tanrıça” Meter Gallesia ya da Kybele’den alıyor. Yakınlardaki Uyuzdere Mağaraları’nda ana tanrıçaya adanmış kült heykeller bulunmuş.

İPUCU: İzmir’in kent merkezindeki antik yerleşim alanı Smyrna hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz Antik İzmir: Smyrna yazımızı inceleyebilirsiniz.

Son zamanlarda sık sık karşımıza çıkan Metropolis’i İzmir’e gelmişken kaçırmak istemedik ve ziyaret ettiğimize oldukça memnun kaldık. Şimdi, önce biraz Metropolis’in tarihine bakıp sonra şehrin içine doğru keşfe çıkacağız.

Metropolis Antik Kenti’nden manzara

Metropolis Antik Kenti Tarihi

İzmir Torbalı’daki Metropolis Antik Kenti’nin akropolisinin bulunduğu noktada, 5000 yıl öncesinde ilk yerleşimler başlamış. Yapılan kazılarda bulunan ana tanrıça heykelleri üzerine kente Metropolis, yani “Ana Tanrıça Kenti” adı verilmiş.

Helenistik dönemde, Seleukos Krallığı bünyesinde büyüyen kentin etrafı surlarla çevrilmiş, Tanrı Ares adına bir tapınak, tiyatro, stoa, meclis binası (bouleuterion) gibi yapılar inşa edilmiş. Sanat alanında heykeltıraşlık oldukça gelişmiş, yapılan kazılarda bu döneme ait birçok heykele rastlanmış.

Roma İmparatorluğu döneminde özellikle yamaçtan aşağı doğru daha da büyüyen kent için ticaret de önemli bir geçim kaynağı olmuş. Efes-Smyrna ticaret yolu üzerinde bulunan Metropolis’in özellikle şarapları oldukça meşhurmuş. Bu dönemde Zeus adına tapınak, zengin evler ve hamamlar inşa edilmiş.

Bizans İmparatorluğu döneminde bir piskoposluk merkezi olan Metropolis bir gerileme dönemine girmiş, antik yapıların üzerine savunma kaleleri inşa edilmiş. 15. yüzyılda Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra da terk edilmiş ve yerleşim son bulmuş.

Metropolis Antik Kenti – İzmir

Metropolis Antik Kenti’ni Gezmek

Müzekart ile girebileceğiniz Metropolis Ören Yeri oldukça organize. Yürüyüş yolları, merdivenler ve bilgilendirme tabelaları sayesinde rahatça geziliyor. Sadece en tepedeki kaleye çıkmak efor istiyor. Tiyatro, Mozaikli Salon ve Hamam-Gymnasium kompleksi kaçırılmaması gereken noktalar arasında.

Tiyatro

Metropolis Tiyatrosu, Helenistik dönemde yapılmış tiyatroların en erken örneklerinden biri. Yaklaşık 4000 seyirci kapasiteli tiyatro, kayalar oyularak inşa edilmiş. Yapılan kazılar sonucunda sahne, oturma sıraları ve oyun alanı net bir şekilde ortaya çıkarılmış. Tiyatroda oyunların yanı sıra sosyal ve dini törenlerin de yapıldığı tespit edilmiş.

Tiyatro – Metropolis Antik Kenti

Roma İmparatorluğu döneminde tiyatro restorasyondan geçirilerek sahne genişletilmiş ve mermer kaplanmış. Tiyatro, MS 4. yüzyılda işlevini yitirmiş. Merdivenler, aslan ayaklı kabartmalarla süslenmiş. Seyirci sıralarının en önünde, soylular için hazırlanmış griffin kabartmalı koltuklar da özellikle dikkat çekiyor. Burada gördüklerimiz bu soylu koltuklarının birer replikası aslında. Orijinallerini de İzmir Arkeoloji Müzesi‘nde gidip görüyoruz.

Peristil Ev

Tiyatronun hemen yanında Roma İmparatorluğu döneminde yaşanmış varlıklı bir kentlinin evinin kalıntıları görülüyor. Bu ev sayesinde sivil yaşama ait detaylara da ulaşılabilmiş. Evin odaları ve salonunda renkli duvar sıvaları ve zengin buluntulara rastlanmış.

Dört tarafı sütunlu koridorlarla çevrili avlulara “peristil” deniyor. Bu ev de adını ortasındaki sütunlu avludan almış. İon başlıklı sütunlar ve mermer zeminin yanı sıra avluda bir de havuz keşfedilmiş.

Peristil Ev – Metropolis Antik Kenti

Mozaikli Salon

Tiyatronun yanındaki bir diğer görülecek nokta da mozaik tabanlı bir yapı. Mozaik desenler arasında şarap, eğlence ve tiyatro tanrısı Dionysos ve eşi Ariadne merkezi bir konumda bulunuyor. Bu figürlerin etrafında da dört mevsimi sembolize eden figürler bulunuyor. Bir diğer kompozisyonda ise tiyatro maskları, hayvanlar ve mitolojik figürlerden oluşan bir kolaj bulunuyor. Mozaiklerin bu konularından dolayı da burasının bir ev değil, tiyatro öncesi resepsiyonların düzenlendiği bir mekan olduğu düşünülüyor. Duvarları renkli sıvalarla bezenmiş mekanın yanında yiyecek ve içeceklerin saklandığı küpler ve kaplar bulunması da bu düşünceyi destekliyor.

Mozaikli Salon – Metropolis Antik Kenti

Meclis Binası (Bouleuterion)

Tiyatronun karşısındaki yolda devam ediyoruz ve Bouleuterion’a yani o dönemde kentle ilgili kararların alındığı, toplantıların yapıldığı meclis binasına varıyoruz. Küçük bir tiyatroyu andıran meclis binası, MÖ 2. yüzyılda, 400 kişinin oturabileceği şekilde inşa edilmiş. Meclis binasında senatörlerin heykellerinin ve sunakların olduğu tespit edilmiş. 13. yüzyılda inşa edilen Bizans surları tam da bu yapının ortasından geçmiş ve bugün de ilginç bir görüntü oluşturuyor. Oturma sıralarının yarısını duvarın bir tarafına yarısını diğer tarafında görüyoruz.

Bouleuterion (Meclis Binası) – Metropolis Antik Kenti

Stoa

Meclis binasının hemen alt tarafında stoa bulunuyor. Sütunlu uzun yarı açık koridor şeklinde inşa edilen yapılara Stoa deniyor. Metropolis Stoası da tam yamaçtan ovayı görecek şekilde inşa edilmiş ve insanların kışın yağmurdan yazın da güneşten korunmalarını sağlamış. Yaklaşık 67 metre uzunluğundaki stoanın çatısını 19 sıra sütun taşıyormuş. MÖ 2. yüzyılda inşa edilen stoa, MS 17 senesindeki bir depremde yıkılsa da Roma İmparatoru Traianus döneminde tekrar inşa edilmiş. Bizans İmparatorluğu dönemindeyse inşa edilen sarayın temeli olarak işlev görmüş.

Stoa – Metropolis Antik Kenti

Hamam ve Gymnasium Kompleksi

Stoa’nın alt tarafındaki hamam ve gymnasium kompleksi, Metropolis Antik Kenti’nin en önemli noktalarından biri. Üstü kapatılarak koruma altına alınmış olan hamamın içi yürüyüş yolları ile rahatlıkla gezilebiliyor. Sıcaklık, ılıklık, soğukluk, masaj odası gibi bölümleri bulunan hamamın alt köşesinde de latrina (tuvalet) kısmı görülüyor.

Hamam – Metropolis Antik Kenti

Hamamda birçok yazıt da bulunmuş ve bu yazıtlardan hamamın ve hemen yanındaki gymnasium’un (spor alanı) Alexandre Mirton isimli bir kadın tarafından işletildiği tespit edilmiş. Kazılarda ayrıca birçok heykel de tespit edilmiş.

Hamamı gezerken buranın sadece yıkanma amaçlı değil aynı zamanda sosyalleşme, iş görüşmeleri gerçekleştirme, spor yapma gibi birçok işlevi olduğuna tekrar şahit oluyoruz.

“Konsül, halk, erkek ve kadın vatandaşlar, vadettiği gibi para sağladığı hamamın yanı sıra, yağlanma odası ve masaj odasını Tanrısal Claudius’un oğlu Nero Claudius’a Caesar Augustus Geranicus adadı.”

Metropolis Hamamı’nda bulunan bir yazıt örneği.

Roma Hamamı ve Palaestra Kompleksi

Antik kentin kurulduğu yamacın en aşağı ucunda bir başka hamam kompleksi bulunuyor. 10 dakikalık bir yürüyüş ile buraya da ulaşıyoruz. MS 2. yüyılda, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen bu hamam ve hemen yanındaki palaestra yapısı, 100m x 50m boyutlarında geniş bir alanı kaplıyor. Hamamın sıcaklık (caldarium) bölümlerinde basamaklı havuzlar keşfedilmiş. En etkileyici kısımları ise sütunlu galerilerin tabanlarındaki geometrik mozaik desenler.

Metropolis Antik Kenti, gezmesi keyifli ve etkileyici bir ören yeri olarak tadı damağımızda kalıyor. Daha sonra İzmir’deki Arkeoloji Müzesi’nde de Metropolis’ten çıkan kalıntılara rastlıyoruz. Zaman içinde antik kentin daha ayrıntılı ortaya çıkarılması umuduyla tekrar yola koyuluyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.